Mitsubishi Club Turkey
http://www.mitsubishiclubturkey.com/

2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem
http://www.mitsubishiclubturkey.com/viewtopic.php?f=27&t=4298
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 10:26 ]
Mesaj Başlığı:  2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Merhabalar arkadaşlar. Bu defa da 10. Aracım olan 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG aracım için yazmaya çalışacağım inlememle karşınızdayım.
Fazla laf kalabalığı yapmadan hemen ana başlıklar altında yorumlara geçeyim.
Resim
Resim
Resim

Resim

1)Motor:
1.4 litrelik Turbo beslemeli ünite 5000 d/d’da 122 beygir güç üretirken 1500-4000 d/d arasında 200 Nm tork ürettiğinden olsa gerek motor aracı taşırken zorlanmıyor. Turbo sayesinde geniş bir aralıkta yüksek tork ürettiği için de aracı anırtmanıza gerek kalmıyor. Gidişinden en memnun olduğum araç olan 2.0 motorlu Subaru Impreza aracımda bile maksimum torkun 196 Nm olduğunu hesaba katarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

Kısaca motor hakkında olumsuz bir eleştiri getirmiyorum. İşini hakkıyla yapan tepkileri net çalışması pürüzsüz bir motor.

Ekleme yapmak gerekirse 1.4 TSI motorların bir de 160 beygirlik serisi var. O seride hem turbo hem de süper şarj var. O sebeple de twin-charge olarak geçiyorlar. Benim araçta sadece turbo var.

Servise uğradığımda 4000 lira gibi bir fiyata benim aracıma VW garantili olarak yazılım yüklemesi yapılabileceğini ve aracımdan 160 beygir alabileceğimi belirttiler. Hem tüketimim de de düşermiş. İlgilenmedim o ayrı.
2)Şanzıman:
7 ileri DSG şanzımanın, çift kavramalı yarı otomatik sistemine sahip olduğunu biliyorsunuz. Şunu söylemeliyim ki vites değişim hızı gerçekten çok yüksek. Motoru dinlemeseniz ya da devir saatine bakmasanız kesinlikle fark etmeniz mümkün değil. Kökleme durumlarında bile bu böyle. Vitesi dilerseniz vites topuzu ya da direksiyon arkasındaki kulakçıklardan manuel olarak değiştirebiliyorsunuz. Ya da isterseniz gaz tepkilerinin daha net olduğu ve de görece düşük vites yüksek devirde sürüş sağlayarak size esneklik sağlayacak olan S moduna çekerek spor sürüşe de geçebilirsiniz.

Vites değişim zamanı ilgili konuları performans-ekonomi başlığında irdeleyeceğim.

Yokuşlarda vs. kararsız kalmasa da şanzımanla ilgili şunları söyleyebilirim. Durur halden ani kalkışlarda veya dönüşlü kalkışlarda (mesela bir aracın geçmesini beklediniz ya da bir ışığı sonra sağa ya da sola dalacaksınız) bazen de öndeki aracı hafif dur-kalk modunda takip ederken titreme silkeleme yapabiliyor.

7 ileri şanzıman gerçekten sessiz ve derinden çalışsa da manuele sürmeye çalışsanız alışmaya ihtiyaç duyarsınız zira kökleme durumlarında 3 vites birden düşürmek gerekiyor (kendisi de böyle yapıyor) hafiften uzun iş.

Ayrıca vites değiştirme kulakçıkları insan kulağından bile küçük. Yani nerede bizim 1.8 Lancer’lardaki kulakçıklar.

Bir ekleme: DSG şanzıman için bir yazılım güncellemesi çıktı. Aracın durma halleri dışında neredeyse hiç 1. Vitese düşmemesini sağlamışlar. Bu silkelemen de bu şekilde kurtulmuşlar. Daha yaptıramadım. Uzun bir işlemmiş 2 saat kadar cihaza bağlı kalınıp güncelleme yapılıyormuş.

Bir ekleme daha: cam açık Arnavut kaldırımda sürerken şanzımandan metalik sesler geliyor diye laflar var. Videoları da mevcut. Ben de denedim evet var. Araç vites değiştiriyor sonuçta. Bizim Colt araçlarda durur vaziyetteyken duyduğumuz hafif metalik çıkırtı çakurtu sesleri bunlar.

Son eklememe bir ekleme yapayım dikkatsizce geçtiğim bir çukurdan sonra motor arıza ışığını yaktım durup kalktığımda sönmüştü bunun şanzıman yüzünden olabileceğini söyledi servis ama bir arıza kaydı da bulunamadı. Onu da anlamadım.

3)Performans- Ekonomi:
Performans için şunu söyleyebilirim. Genel itibariyle tatmin edici makul, makul sınırlar içerisinde başarılı.

Açarsak. Aracın 0-100 hızlanması Impreza kadar torka sahip olmasına karşın yanından bile geçmez, üstüne ilk kalkışta 1.6 Lancer bu arkadaşı rahat rahat yer. (Burada önden devirli kalkma opsiyonu olmadığını hatırlatmak isterim araç sonuçta otomatik, hoş düzünü Jetta’da denemiş yine kalkışını Lancer’dan kötü bulmuştum) Ama bir miktar hızlandıktan sonra da hızlanması Lancer’dan iyi. Hele ara hızlanmaları oldukça başarılı. Evet, belki bir Impreza kadar var. Ama nereye kadar? İşte burada makul sınırlar devreye giriyor. 150’ye kadar filan kopup giden araç sonrasında eskisi kadar isteki olmuyor. Yani 50-150 km hızları arası iyi kopuyor araç ki bence bu makul sınırdır.
Resim
Resim
Resim

6000 devirde kırmızı bölgeye giren devir saati kökleme ( yani ayağınızın altındaki pedaldan hissedebileceğiniz bir düğmeyi kaktırdığınızda) zaten vitesi S moduna almanızla aynı şekilde davranmaya başlıyor (S’de daha önceden aracı bu duruma hazırlamış oluyorsunuz sadece) 6000 devire doğru vites değiştiriyor.

Sakin kullanımda ise maksimum torku vermeye başladığı 1500 devir civarında arabayı sürebiliyorsunuz. 7. Viteste bu 1500 devirde 80 km/saat, 2000 devirde 100km/saat, 2200 devirde 120 km/saat, 3000 devirde ise 150 km/saat hıza ulaşıyorsunuz. Bu durumda zaten hızlanma durumunda 150’den sonra işlerin bozulmaya başlamasını açıklıyor. Sonuçta hızlanırken 7. Viteste değil daha düşük viteste hızlanıyoruz ve 4000 devirlere geldiğimizde 150’yi bulmuş oluyoruz. Ondan sonra da zaten tork düşüyor. Eski performansla hızlanma yapamıyor.

Normal zamanda işe git-gel yaptığım güzergâhta şu ana kadar 1.6 Lancer aracımla elde ettiğim değer 4.9 lt/100 km iken (ancak Ali Kerimoğlu’nun ve de benim beklentim Lancer’ın tam ekonomisine 20 bin bakımından sonra ulaşacağı yönünde) bu araçla 4.8 lt/100 km şeklinde elde ettim. Araçta kış lastiği bulunduğunu (Lancer ’da da vardı) hatırlatmak isterim.

Resim


Genel ortalamam yaklaşık 3000 km sonunda 6.9 lt/100 km seviyesinde. Bu Lancer aracımda 9000 km sonunda 6.4 lt/100 km şeklinde idi. Ama bunun zamanla düşeceğine inanıyoruz.

Tabi bu sakin sürüşler için geçerli değerler. Bir kökleme anında Lancer aracımızın 20 lt/100 km olan anlık tüketiminde göremeyeceğimiz (ki ben kökleme anlarında 20’yi aştığını görmedim) 40-50 lt/100 km anlık değerler görülebiliyor. Ama bunlar tabi ki anlık. Siz motordan devir istiyorsunuz o da o küçücük hacimde turbosunun maharetiyle o devri üretmek için gerekli enerjiyi çıkarak yakıtı yakabiliyor. Yani bu bir eleştiri değil. Övgü de değil elbet.

Buradan da anlaşılacağı gibi araç turbosu ve de 7 ileri DSG şanzımanı sayesinde basmazsanız elinden geldiğince ekonomik olmaya sanki 1.4 atmosferikmiş gibi davranmaya ama basarsanız da turbo olduğunu size hem yakıt hem de performans olarak hatırlatmaya odaklanmış durumda.

Biraz da BMT yani Blue Motion Technology olayından dem vuralım. Sistem motor sıcaklığı belirli bir seviyeye geldikten sonra (ki uzun sürmüyor) devreye girmeye başlıyor. Dilerseniz sistemin devreye girmesini engelleyebiliyorsunuz. Araç tam durma halini aldığında sistem devreye giriyor ve motor duruyor, ekranda bize bir bildiğim çıkıyor klima açıksa azıcık kendini kısıyor. Geri vitese takıldığında girmiyor ama. Art arda devreye girmesinde süre sınırlaması yok. Zart zurt devreye girebiliyor. Yeter ki bir öncekinden sonra 10 km hızı geçmiş olun. Ayağınızı frenden çektiğinizde motor tekrar çalışmaya başlıyor. Bu esnada müzik çalıyorsa sesinde bir değişiklik olmuyor ama farlar açıkça ışığın gidip geldiğini görebiliyorsunuz. Ve beklediğimden çok daha sarsıntılı olarak marş alıyor. ASX’de ki start-stop daha sarsıntısız. Ama ekonomiye katkısı göz ardı edilemez. Ha bir ayrıntı daha aracı P’ye aldığınızda da motor kendiliğinden duruyor. Ve ayağınızı frenden çekseniz bile çalışmıyor. Böyle olunca parka alınca ayağınızı frenden çekmeyin parkta iken tekrar D’ye alın çalışmaya başlıyor. Ola ki P’deyken frenden ayağınızı çektiniz gidiyor herhalde diyerek motoru çalıştırmıyor. Tekrar anahtar sistemi ile çalıştırmak gerekiyor.

4)Sürüş Dinamikleri ve Yol Tutuş:
Araç belki D sınıfı olması sebebiyle daha geniş olduğundandır bilemem ama aracın yol tutuşu oldukça başarılı. Virajlarda savrulma eğilimi yok. Arkadan bırakma vs. de yok. Oysaki 2.0 dizelini kullanan bir arkadaş iyi olmadığını söylemişti. Belki de dizel motorun ağırlığı sebebiyle bir dengesizlik oluşuyordur bilemem. Viraj performansı Lancer’dan iyi mi? Belki biraz. Maalesef durum bu. Ancak viraj meselesinde lastiklerin de önemli olduğunu ve de şu an araç üzerinde kışlık Goodyear Ultragrip lastikler olduğunu da unutmamak lazım.

Patinaja düşme? Evet, zorlarsanız patinaja düşüyor. Tıpkı Colt araçlar gibi. Sonuçta baskı balatalı sistem ve güzel bir tork var. 2. ,3. Viteste bile patinaja düşebiliyor araç. Ama öyle zamanlı zamansız virajda kalkışta filan değil gazı köklediğinizde.

Araç büyük olduğu için öyle makasa girme hissi uyandırmıyor insanda ama otoyol sürüşünde çeşitli atraksiyonlarda hiçbir sıkıntı çıkarmıyor. (gerçekten bu sınıf bir araçla yolda aksiyon yaparken insan kendini garip hissediyor, sonuçta makam arabası gibi bir şey).

Direksiyon hisli, dönüş yarıçapı güzel, A sütunu kalınca ama belki Colt, Lancer derken alıştık diye görüş sıkıntısı yok. Aynalar yeterli görüşü sağlıyor. Ama Lancer’ın aynası kıvamında geniş bir görüş vermiyor.

Fren dozlaması güzel. Frenleme mesafesi de iyi. Yine belki de lastiklerin maharetidir ama ABS’de öyle hemen devreye girmiyor


5)Konfor-Müzik sistemi- İşçilik kalitesi:
8 hoparlörlü, direksiyondan kumandalı, 6’lı cd değiştiricili mp3 çalarlı, aux ve sd kart girişli bir müzik sistemine sahip bir müzik sistemi var. Double Din Ana ünite üzerinde 7” boyutunda dokunmatik bir ekrandan mevcut. Bazı ileri geri alma durdurma, klasörler içerisinde gezinme gibi işlemleri bu ekrana dokunarak yaparken, aynı zamanda klima kontrollerinde yapılan değişikler, ön ve arka park sensörlerinin görsel desteği gibi özellikleri de bu ekrandan görüntüleyebiliyoruz.
Ses sistemi özel bir kolon bulunmadığı için olsa gerek basları güm güm vurmasa da bence başarılı. Ali Kerimoğlu kardeşimden yorum alamadığım uzman görüşünü belirtemiyorum.
Resim


Müzik sisteminin iyi kabul edilmesinde bence en büyük etken aracın yalıtımı. Normal sürüş esnasında müzikten başka ses duymamanız için sesin çok açık olmasına gerek yok. Yanınızdaki ile sohbet ederken de sadece müziği duyabilirsiniz. Tabi bu düşük hızlarda geçerli. 120 km/saat hızdan yüksek hızlarda araçta rüzgâr sesi duyulmaya başlıyor.

Madem bu kısımdan girdik aracın sessizliğinde devam edelim. Motoru bağırtsanız bile aman aman bir motor sesi gelmiyor. Amortisör sesi de yok. Dediğim gibi düşük hızlarda rüzgâr sesi de yok. Ama bunlar pozitif olanlar. Havalandırmalardan ses gelmesi için çok güçlü hava çıkışına gerek yok. Havalandırma çıkışını biraz ızgara üzerindeki ayar yerinden kısarsanız ses yapmaya başlıyor. Ayrıca aracın ön konsol ortasındaki analog saatin bulunduğu kısımdaki metalik görüntülü panelden tıkırtı sesi geliyor. Ve forumlarda incelediğim kadarıyla bu ses standart. Servise sorduğumda da “abi plastik parça sonuçta” kabilinden bir açıklama yapıldı. Benzer bir tıkırtı yerini bulamadığım arka taraftan bir yerden de geliyor. Çok da önemli değil. Ama Japon’a laf etmelerinden sonra daha az tıkırtı beklerdim.

O kadar tıkırtı dedik o zaman plastik kalitesini de söyleyelim. Genel plastik kalitesi iyi. Ön konsolun sadece üst kısmı yumuşak plastik. O bahsettiğim tıkırtı yapan şeritten aşağısı sert plastik. Ama tuşların vs. her birisinin plastik kalitesi elle hissedilir şekilde daha kaliteli. Ama bu size verdiği his. Bir de bunun uzun dönemde soyulması ve benzeri sorunları oluşabilir mi bilemem. Bu tarz sorunları arkadaşımın VW Bora aracında görmüşlüğüm mevcut.

Ayrıca koltuk kafalıklarının desteklerinin ayarlanabilir olması hoş bir ayrıntı.

Kısacası görünen bir işçilik problemi yok. Genel plastik kalitesi, koltuk destekleri ve koltuk döşeme kalitesi güzel.

Gelelim diğer konfor odaklı donanımlara:
- Koltuklar: ileri geriyi hala elle yapıyoruz ama yükseklik, eğim ve de bel desteği elektrikli, yolcu koltuğunda da bel desteği ve yükseklik ayarı var ama elektrikli değil.
- Görsel park asistanı: ön ve arka park sensörlerinden aldığınız veriyi müzik sistemi ekranında gösteriyor. Araç büyük olunca oldukça işe yarıyor. Vites kolu çevresinde bir düğmeden iptal edebilirsiniz. Aracı geri vitese aldığınızda devreye giriyor ama eğer geri manevra yapmadan park edecekseniz de düğmeye basarak manuel devreye alabilirsiniz. Tabi sadece 1. Viteste iseniz. Ayrıca bu sistem çalışırken müzik sisteminin sesi otomatik kısılıyor.
- Far-yağmur sensörü: bildiğiniz şeyler.
- Dönüş farları: sis farına iliştirilmiş köşeleri dönerken yanıp o tarafı aydınlatan bir sistem. Çok karanlık ve de bilmediğiniz yerlerde iş yaparken iyi.
- Gündüz farları: otomatik far sistemi kapalıyken devrede. İsterseniz kapatabiliyorsunuz.
- Çift bölgeli klima: kliması genel anlamada başarılı. Motor küçük diye olsa gerek ısıtma performansı harika değil. Soğuturken çekişe etkisi fazla değil. Klimanın çift bölgeli olması aman aman bir işime yaramıyor. Ön kol dayamanın arkasından arka sıraya da hava üfleyen ızgara olması güzel.
- 12V çıkışlar: Küllüğün yanında, Arka sıra hava ızgaralarının altında ve bagajda mevcut. Yeter yani.
- Elektronik Park freni: Aracı P’ye aldığınızda zaten devreye giriyor. Estetik olması yanında unutma ve az çekme gibi bir şeyi dert etmiyorsunuz.
- Auto Hold: fonksiyonu: Yine vites kolu yanında bir düğmeden iptal edilebilen sistem Hill holder gibi ama değil. Fren mahareti ile tam durma sağlandığında devreye giriyor. Park freni gibi kendiliğinden frenleri sıkmaya başlıyor. Siz ayağınızı frenden çekseniz bile gaza basılıp araba ileri atılana kadar frenlemeye devam ediyor. Hatta biraz zorlanması gerekiyor devreden çıkması için. Yani gaza ay yüklenirseniz garç edip nazlanarak devreden çıkıyor. Ve bunu düz yolda dahi yapıyor.
- Yol bilgisayarı: yağ sıcaklığı, gidilen yol, seyahat süresi, ortalama tüketim, anlık tüketim, bakıma ne kadar var, kalan yakıtla gidilebilecek menzil, hızınız (kadrandaki ile aynı değil gibi) ,şu an çalan parça bilgisini verebiliyor. Düğmesi direksiyonun sağında ve 5 düğmeli sistem içinde menülerde gezinmek de mümkün. Araç duruyorken çeşitli setuplar yapılabiliyor. Tüketim bilgisi tutarlı ancak 2 ayrı hafızaya sahip yol bilgisayarında (birisi son kullanımda olan diğeri ise uzun vadeli) değerler sıfırlanabiliyor ancak 99 saatten sonra uzun vadeli olanın da kendini otomatik sıfırlaması olmamış.
- Cruise Control: Kadrandan devrede olup olmadığını ve hangi hıza ayarlı olduğunu görebiliyorsunuz. Son ayarladığınız değere tekrar gidebileceğiniz gibi 1’er 1’er ya da 10’ar 10’ar arttırıp azaltabiliyorsunuz. Sistem kollu çalışıyor alışma istiyor düğmelilerden sonra (Ford Fiesta, Mitsubishi Lancer 1.8 ve Subaru Impreza ’da hep direksiyon üzerinde butonlu idi.).
- Yan ayna altında ışıklandırma: Arabadan indiğiniz zaman kapının altına denk gelen yeri aydınlatan ayna altına monteli bir ışıklandırma. İşe yarıyor diyebilirim.
- Marş sistemi: Aynı Renault Card sistemi gibi ama daha dar ama daha kalın bir anahtarımız var. Üzerinden kapıları-camları açıp kapatabiliyor, bagajı sadece açabiliyorsunuz (bu arada bagaj açılında kendiliğinden ardına kadar açılıyor) içeride pil bitme durumuna karşı kapı açmak için gizli anahtar da var. Bu anahtarımsı aleti direksiyonun yanındaki yuvasına yerleştirip frene basılı halde üstüne bastırınca araç marş alıyor. P’ye almadan komple çıkaramıyorsunuz ancak üzerine basında giderken bile motoru durdurabiliyor (evet denedim) Renault Megané’larda çıkarıp cebinize bile koyabiliyordunuz aleti (vale fonksiyonu). Arabayı kilitlerseniz içeriden çıkmam mümkün değil bu arada.
- Tek dokunuşlu sıkışma önleyicili camlar: Evet tek dokunuşlu ama sıkışma önleyicili kısmı biraz tartışmalı. Hassas bir tuşu var ve de yanlışlıkla sıkışma önleyicisiz şekilde de tam güç kapanabiliyor aman diyeyim.

Başa ne söylenebilir. Haliyle baş, diz, arka diz, arka baş mesafeleri fazlasıyla yeterli, bagaj zaten hangar misal. Aracın sağında solunda hep krom kaplama şeritler var ve pahalı gösteriyor. Sürerken genelde size fazla kimse bulaşmıyor. Selektör yapan anca A6 Q7 sahipleri filan oluyor. Diğerleri sağınızdan geçip gidiyorlar. Kimse bulaşmıyor diye mi bilinmez sizin de canınız hiç öyle atraksiyon yapmak istemiyor. Patron arabası işte. Binim bir yerden bir yere sesiz, rahat ve güvenli biçimde ilerleyeceksin. Kendi adıma bu araba için belki bir 10 senem var. Sıfır Km halleri için konuşursak Lancer ile aralarında 30 bin liralık bir fark yok. Fark var evet ama 30 bin lira etmez. O da VW adına ödenmiş oluyor herhalde.

İlerleyen dönemde ekstra bir şeyler gerekirse yazımı güncelleştiririm.

Yazar:  SynTheSizer [ 12 Nis 2012 10:57 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Vay be.. Arabayı bilemem de inceleme süper valla.. Dhdeki amele yazılardan sonra kafam yerine geldi. Eline sağlık.


sent from Xperia Neo V

Yazar:  catalyst [ 12 Nis 2012 11:21 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Guzel inceleme. Tesekkurler.

Sacma derecede pahali olmasaydi bundan sonraki aracim olabilirdi belki. Tabi senin de dedigin gibi 10 sene sonra :D

Yazar:  akerimoglu [ 12 Nis 2012 11:23 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Ellerine sağlık Aydın Hocam,
Senin şu anlattıklarına göre, param olsa ben bu arabayı alırım.

Yazar:  atayum [ 12 Nis 2012 11:37 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Nasıl bir hitabet ve anlatım şeklin varsa vallahi tek seferde okudum yazıyı.

Lancer için de aynı ölçekte karşılaştırma var mı ?

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 11:49 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Beğenen arkadaşlar saolsunlar.
@Ali:
hacı bundan da geliyor tıkırtı olm. Bak onca para verip de canın sıkılmasın sonra :D

@atayum:
yok ama hepsini lancer ile karşılaştırıyorum ya. 1.8 lancer için yapmıştım galiba.

Yazar:  nightmare115 [ 12 Nis 2012 11:51 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Güzel inceleme bir solukta okudum.

Aydın Hocam o kadar patron - baba arabası tabirini kullanmışsın fakat camlara en azından 1 numara film ihtiyacı var dememişsin. Biraz karartma şart. Esrarlı olması lazım bence. O fiyata alınır mı tartışılır ama Alfa Romeo 159 1.9 JTD hafif hafif aklıma girmiyor değil ama para yok kafam rahat.

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 12:01 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Alfa iyi de iç mekan çabuk deforme oluyor. Aşınan düğmeler solan plastikler vs. belki şimdiki mito filan öyle değildir ama eskilere bakmıştık. 156 filan hepsi bakmıştı.

Yazar:  Evo34 [ 12 Nis 2012 13:22 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Araştırmalar sırasında dönüp tekrar tekrar okunabilecek yararlanılabilecek kaynak niteliğinde bir inceleme olmuş, eline sağlık üstad...

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 15:00 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

teşekkürler

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 15:14 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

volvo c30 düşünmedim değil. Şöyle bir R-design dizel. Ama 2 kapılı bundan sonra zor. Mazda 3 dizel baktım hatta denedim. O da yeni motor değiştirdi ve makyaj yedi 2. elde yok henüz.
ayrıca dış görünüş olarak ne mazda ne volvo hacı. Lancer hepsinden güzel.
bulsam düşük km'de eski subarumdan alabilirim ama

Yazar:  catalyst [ 12 Nis 2012 16:08 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

S60 sifir araclar icinde f/p olarak cok iyi bence de.

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 16:52 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

s60'a lafım yok. ben de çok beğeniyorum. Ama gel gör ki aslında o da pahalı. Diğer volvolar yanında ucuzmuş gibi duruyor.

Yazar:  precious [ 12 Nis 2012 18:25 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Bir daha sıfır araç alacak olsam benimde önceliğim volvo olur.özellikle v40 iyi iş yapacak gibi görünüyor.yakında gelir türkiyeye

Yazar:  Aes08 [ 12 Nis 2012 20:06 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

aydın hocam güzel yazı olmuş emeğine sağlık..
harelenmelerin olmuş gibi gözüküyor bi ara bizim tükkana çek te iç dış yapalım güzelce :D

Yazar:  sinir kupu [ 12 Nis 2012 23:52 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Yav zaman bulsam mini hasar ve pasta cilaya sokacağım.

Yazar:  toşu [ 13 Nis 2012 02:12 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

Aydın'ım yazı çok güzel bir solukta okudum.
Aracı satıyormusun diye sormuyorum fiyatını bulunca hep yaptığın şey zaten. :)
p.m. den bize özel bi fiyat yaz bakalım bu makineye sahip olmanın bedeli neymiş.

Yazar:  mesuttgur [ 13 Nis 2012 09:15 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

toşu yazdı:
Aydın'ım yazı çok güzel bir solukta okudum.
Aracı satıyormusun diye sormuyorum fiyatını bulunca hep yaptığın şey zaten. :)
p.m. den bize özel bi fiyat yaz bakalım bu makineye sahip olmanın bedeli neymiş.


Aydının yukarıya doğru bir standart trendi var senin yok ben Hakan abicim :) ne o Colttan, Seat'a ordan Clio'ya ordanda zıplaycan Passata :)

Yazar:  sinir kupu [ 13 Nis 2012 12:23 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

ısınma hareketiydi onlar kesin. şimdi zıplatmayın hakanımı gider TIR alır.

Yazar:  ergunp [ 13 Nis 2012 13:04 ]
Mesaj Başlığı:  Re: 2011 VW Passat 1.4 TSI BMT DSG karşılaştırmalı incelemem

oto magazin vs. incelemeler halt etmis yaninda abi.

1. sayfa (Toplam 2 sayfa) Tüm zamanlar UTC + 3 saat
Powered by phpBB® Forum Software © phpBB Group
https://www.phpbb.com/