Salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembenin gelişi...

Arkadaşlar dün, olmadı bugün Colt'a kavuşuruz diye beklerken bu akşam gelen haberle satıcının belirsiz bir süre için satmaktan vazgeçtiğini öğrenmiş bulunuyorum. Birkaç gündür sessiz kuvvet olarak bekliyordum yeni avatarla belireyim, sürpriz yapayım diye ama kısmet değilmiş, sessizliğin anlamı kalmadı.

Satıcının gerekçesi önemli değil aslında, sonunda mal onun ister bugün satar, ister yarın, isterse hiç satmaz, isterse başkasına yarı fiyatına isterse iki katına satar. Burada adama kabahat bulmanın manası yok o yüzden.

Hata bende ki arabayı görüp çok sevmemden ötürü fazlaca heveslendim, aynı şekilde kız arkadaşımı da heveslendirdim. 6 aydır internette dolanıp araştırıp bütçemiz dahilinde alabileceğimiz en iyi aracı bulduk, onun da iyisini temizini bulduk diye sevinirken şimdi birdenbire hevesimiz kursağımıza demir attı.

Arabayı aldıktan sonra buraya yazmayı düşündüğüm Colt arama macerasını yazayım da içimde kalmasın bari

Şimdi efendim, kız arkadaşımla yaptığımız 5 yıllık kalkınma planını mesleklerimize ve içinde bulunduğumuz koşullara göre oluşturduk ve evlilik öncesinde bir araba almayı, iki sene içerisinde de evlenerek uzun yıllar banka kredisinin boyunduruğu altına gireceğimiz bir ev almayı hedefimize koyduk. Bu şekilde borçlu ve mutlu bir hayatın temellerini atmaya karar verdik. Bu karar 2010 yılı mayıs aylarına denk gelir.

İşte bu mayıs ayı benim ikinci el araç bulunabilecek internet sitelerine, arabalar hakkında bilgi edinilebilecek forumlara ve sitelere dadanmaya başladığım, aynı zamanda aileye ve yakın çevreye ‘araba bakıyoruz, aklınızda olsun’ sinyalleri göndermeye başladığım zamandır. İş dışında az zamanım olması, otomobil konusunda bilgisiz olmam, bütçeyi 15.000 TL ile sınırlamamız, aile ve eş dosttan gelen ‘bayramı bekle ucuzlar, yaz sonunu bekle ucuzlar, öbür bayramı bekle ucuzlar, yıl sonunu bekle ucuzlar..’ gibi telkinler sebebiyle arama işini ağırdan alıyordum. Uzun bir süre ne bir ilan için satıcıyı aradım, ne bir oto pazarına çıktım ne de galeri-bayi gezdim.

Temmuz ayında CZ3 sahibi bir arkadaşım (ki kendisi arabayı aldıktan sonra kullanmayı öğrenmiş, benden çok daha bilgisiz bir arkadaştır), ‘Yaris bakıyordum, bayide yoktu, Mitsubishi Colt dediler, gittim aldım, çok da memnunum’ demesiyle Colt aklımın bir yerlerine kazınmıştı. Fakat bu arkadaş araba alınırken en son fikri alınacak bir arkadaş olduğundan üzerinde durmamıştım. Ahh kader..

Kriterlerimiz ağırlıklı olarak iki kişi, bazen de anneler-babalarla beraber 4-5 kişiyi taşıyacak, kız arkadaşımın kolaylıkla kullanabileceği, mümkünse otomatik/yarı otomatik vites, yakıtı varille galonla içmeyen, güvenli, iç döşemesi ha döküldüm ha dökülücem diye bağırmayan, bizi servis manyağı yapmayacak, artık yaşlanmaya başlayan annelerin babaların rahatça binebileceği arka kapıları da olan, genç, az kilometreli, sade, kullanışlı bir araba olmasıydı. Bir de 15.000 liraya kadar tabii.. Bu kriterlerin gerçek hayattaki karşılıklarını internet sitelerindeki arama seçeneklerine girip aratınca haliyle mutsuzluk ve umutsuzluk çıkıyor karşınıza.

Bu sebepten bütçeyi 18.000 liraya çıkararak aramaya devam kararı aldık. Neticede her gün araba alan insanlar değiliz ikimiz de, kendimizi biraz zorlayalım içimize sinen bir şey olsun dedik.

Akıl danıştığım bilgili kimseler Opel Corsa-Renault Clio-Hyundai Getz ve Accent Era dörtlüsünden bahsederken, ben de bunlara Kia Picanto, Citroen C3, Peugeot 206, Fiat Punto, Nissan Micra, Honda Jazz gibi araçları ekleyip araştırmayı sürdürdüm. Taksici muhabbetleri sayesinde servis düşkünü olduğuna kanaat getirdiğim 206’yı; tavan yüksekliği, yol tutuşu konusundaki şüphelerim ve Fransız oluşuyla C3’ü; kasa değişikliği ve değerinden pahalı olduğunu düşündüğüm için Clio’yu; Hyundai’ye oldum olası ısınamadığım ve kasasının sağlamlığına güvenemediğim için Getz ve Era’yı; küçüklüğü ve motorunun düşüklüğü nedeniyle soğuduğum Picanto’yu; yine ederinden pahalı bulduğum ve bana hiç güven vermeyen Micra’yı ve nihayet tanıdığım bildiğim araba olmasına rağmen bütçemize denk düşenlerin düşük model/az donanımlı/ eski kasa olması nedeniyle Corsa’yı aklımızdan çıkardık.

Tabii bu uzun arama sürecinde Colt ilanlar arasından bana göz kırpmaya başlamıştı donanımhaber, oradan mct derken kendimi birden Colt başlıklarını takip ederken buldum. Arada kız arkadaşıma ve çevremizdeki akil adamlara Colt hakkında zarf atmaya başlamıştım bile. Ama meraklısı dışında çok da bilinmeyen bu araba hakkında aldığım tepkiler standarttı: bagaj yok, parçası pahalıdır, servisi yoktur, sanayide ustası yoktur, ikinci eli yoktur, falan filan.. Ben de büyük sözüne önem veren bir ademoğlu olarak bir süre daha Punto ve Jazz’ı, belki düşeş bir Corsa’yı da dahil ettim aramalarıma.

Jazz’ın pahalılığı ve Punto hakkındaki Fiat’tan kaynaklanan önyargılarım beni Colt’u daha çok araştırmaya sevk etti. İlk tasshelhoff’un yazılarını okuyarak başladığım forumlara olan ilgim bir gün tesadüfen bir fotoğrafta toşu’yu görmemle daha da arttı. Hem bilen bir Colt kullanıcısı hem beş altı yıldır tanıdığım, çok samimi olmasak da sevdiğim ve güvenilir olduğunu düşündüğüm bir adam çıkmıştı forumda. Ki bu tesadüf, araba alma hedefimizi 2011 yılbaşına kadar olarak belirlediğimiz zamana denk gelir.

Forumu incik cincik okumaya, Punto forumlarına burun kıvırmaya başladığım bu dönemde Jazz’dan da soğudum. Güzel arabaydı evet, ama bütçemizin üstündeydi ve ben artık Colt’a karşı bir üstünlüğü olmadığını düşünmeye başlamıştım. Belki bagaj..

Sonra bir gün toşu’yu aradım, telefonda uzun uzun konuştuk ve bir gün görüşelim dedik. Bu konuşmadan sonradır ki mct’ye üye oldum ve Colt AMT arıyorum başlığını açtım, akabinde de her acemi forumcu gibi kendimi tanıttım (buradaki sıcak karşılama ve benzeri güzelliklerden bahsetmem, marangoza ahşabı anlatmak gibi bir şey olacağından bu bahsi geçelim) Ben bu arada aramaları hızlandırdım ve ilanlardan plaka sorgulamaya, satıcıları aramaya başladım.

Bu arada bu hızlanan süreçte hayat arkadaşım, can yoldaşım da başlarda şüpheyle yaklaştığı Colt’u sevdi O’nun içine sinmeseydi babamın elleriyle yaptığı araba olsaydı almaya niyetlenmezdim. Hayat müşterekse kararlar da müşterek…

Bir cumartesi günü toşu’ya uğradım, sağolsun beni ağırladı ve aklımdaki bütün soruları objektif bir şekilde cevapladı.

Forum kültürüm hiç yoktur. Bu sebepten bilmiyorum forumda bu kadar uzun yazı olup olmayacağını. O yüzden bir sonraki gönderiye geçiyorum.

toşu’yla görüşmede kalmıştık. Bir hafta öncesine gidelim.

İlanlarda Colt ve Punto’lara bakıyorum. Son tahlilde Colt yine önde. Telefonda toşu’dan Punto ile ilgili olumlu bir cevap alamıyorum, zaten gönlüm yok, Punto’yu da eliyorum. toşu’ya fotoğrafsız ilanlardan bahsetmiştim, o da ne çıkacağı belli olmaz demişti. Düşünüyorum, satan adam esnaf olabilir, arabasını sattığının çevresinde bilinmesini istemiyor olabilir, piyasa yoklaması yapıyor olabilir.. Bunun üzerine arama seçeneklerinden fotoğraflı ilanlar işaretini kaldırıyorum ve fotoğrafsız ilanlardan bir tanesi güzel gibi görünüyor, arıyorum. Adamla konuşuyoruz, adamın tavrından samimi buluyorum satıcıyı. ‘ikinci sahibiyiz, bakımları Askale’de yapıldı, faturaları mevcut, istediğiniz servise gösterebilirsiniz, istediğiniz zaman gelip görebilirsiniz’ diyor.

Eveeet, şimdi mevzu başlıyor. Sen adamla güzel güzel konuş, heyecanlan, ağzının suyu aksın ama plakasını sorma. Ben ki telefon faturamı 5664’e gönderdiğim mesajlarla doldurmuş bir insanım, bu ne tedbirsizlik! Heyecan işte. Dönüp tekrar ilana bakıyorum, üç kapı yazıyor. Haydaa, ben bunu fark etmemişim. O gün forumda bacanağına Colt arayan precious’a yazıyorum, ben üç kapı aramıyorum, bacanak üç kapı ister mi diye. Onlar da istemiyor. Gül gibi araç zayi olacak diye üzülüp bırakıyorum peşini.

2-3 gün sonra daralıp tekrar açıyorum ilanı, fotoğraf olarak koydukları temsili resim bildiğin 5 kapılı Colt. Ulan belki yanlış işaretlemişlerdir, bunlar zaten çakala benzemiyorlar, sitede de acemiler diye tekrar arayıp soruyorum, 5 kapılı! ra ra ra, ra ra raram (yarım hava melodisiyle okuyunuz) Tamam, cumartesi görmeye geliyorum diyorum. Bu cumartesi, toşu’yla görüştüğümüz cumartesidir.

toşu’nun yanından ayrılıp heyecanla arabayı görmeye gidiyorum. Sahibi benim yaşlarımda bir adam. Adam rahat, arabayı bir bayandan aldığını, bir yerinde darbe olduğunu ama kendisinin bilmediğini söylüyor, içinde sigara içiyorum diyor, üzerinde spor yay olduğunu, orijinal yayları da vereceğini, ama lastiklerin ömrünün dolduğunu söylüyor. Binip kullanıyorum, içi çok geniş ve tam istediğim gibi sade. Konsol-panzot her neyse fotoğraflarından daha güzel, arabanın içi temiz, araba siyah, siyah filmli camlar yakışmış. Her şey tamam, ama ben, uçan kuşun plakasını tramerden sorgulatan ben, arabanın plakasına bakmıyorum. Basiret bağlanması mı dersiniz, satıcıya güven mi dersiniz artık, neyse ne. Anlayacağınız ben arabaya hasta, aklım çoktan gidik.. Salı günü ekspertize götürmek için sözleşiyoruz, pazartesi toşu’yla haberleşiyoruz, toşu ustaya haber veriyor arkadaş geliyor diye. Salı günü abim de izinli, onu da arıyorum yalnız gitmeyeyim diye, sözleşiyoruz. Sevdiceğime haber veriyorum arabayı ballandıra ballandıra anlatıyorum, babama haber veriyorum, işyerinden izin alıyorum bakmaya gidiyoruz diye...

Pazartesi akşamı arıyorum tekrar ilandaki numarayı. İlandaki numara araç sahibinin ortağının numarası, onunla konuşuyoruz. Buluşmayı teyit ederken aklıma geliyor plakayı soruyorum, ortak kalabalık bir ortamda ‘34….. , evet evet 34…..’ diyor kendinden emin olmayarak. Hemen 5664’e mesaj atıyorum, 10 saniye içinde cevap: 2006’da 13.500 tl çarpma, 2007’de 850 tl çarpma, 2009’da 15.900 PERT!’

Dadas das da das!(şok haber melodisiyle okuyunuz). Valla arkadaşlar asabım nasıl bozuldu, nasıl kaynar sular başımda şelale oldu anlatamam. Adamları aramaya elim telefona gitmiyor. Abimi, kız arkadaşımı, babamı arayıp araç pert, operasyon iptal diyorum. Şimdi plakayı arabanın yanında sorgulatmayan kendine mi kızarsın, satıcıya mı küfredersin, herkese bu mallıktan dolayı mahcup olmana mı kahrolursun düşünün artık ne haldeyim. İki saat sonra artık geç olmadan arayıp gelmeyeceğimi haber vereyim diyorum, arıyorum. Vazgeçtim, araç pertmiş diyorum, adam gülüyor. ‘ya ben size plaka söyledim ama ne söyledim başım çok kalabalıktı. Yanlış plaka verdim o da pert mi çıktı’ diyor. Söylüyor doğru plakayı, bakıyorum 2.000 liralık bir hasar, bir de 800 liralık hasar. 2.000 eski sahibinden, 800 anahtar değişimi. Tamam diyorum yarın geliyorum o zaman sinirimizin bozulduğuyla kalıyoruz, operasyon için tekrar telefon trafiği..

Salı günü sabahı abimle buluşup gidiyoruz. Çaylarını içip servise gidiyoruz, araç ustaya teslim, usta toşu’dan haberli, iyice kurcalıyor arabayı. Sonuç fevkalade, sağ ön far ve çamurluk değişmiş, o da serviste. Usta alınacak araba diyor, sorunsuz, fiyat güzel. Dönüyoruz adamların işyerine. Sünettendir diye hafif bir pazarlıkla iki lastik alacak kadar indirim alıyoruz, ki ben indirimsiz fiyata çoktan razıyım, 18.000 lira. El sıkışıyoruz perşembe günü noter için, kapora istemiyor, ilanı kaldırıyor internetten. Gitmeden arabanın fotoğraflarını çekiyorum kız arkadaşıma göstermek için, akşamına da gönderiyorum resimleri, bayılıyor arabaya. Takıntım var, araba kız arkadaşımın üzerine olacak, kendisine rağmen ben öyle istiyorum, ne olursa olsun.

Çarşamba günü arıyorum yarın geliyoruz diye, telefon açılmıyor. Saat akşam 10’da konuşuyoruz anca. Diyor ki krediye başvurduk hemen başka bir araba almak için, cevap daha gelmedi, aracı satamıyoruz. Üç dükkan arasında sürekli geziyor adamlar, yılbaşı öncesi arabasız kalmak istemiyorlar. Haklılar. Hayal kırıklığı. Ben diyorum alıcıyım, beklerim, haber edin, başka araba bakmıyorum. Tamam diyorlar ama insanın yine de canı sıkılıyor tabi. Anne baba arıyor ne oldu diye, olmadı diyorum böyle böyle. Hepimizin ağzında ‘hayırlısı olsun’. Artık beklemedeyiz. Foruma yazmak gelmiyor pek içimden, merak eden arkadaşlara anlatıyorum durumu. Bu arada kız arkadaşımdan vekalet alıyorum noterden alım işlemleri için. Sürekli yanımda dursun, aniden ararlarsa uzatmadan gidip alabileyim diye.

Cuma günü, hafta sonu kız arkadaşımla uzun zamandır ilk defa ikimizin de boş olduğu ve aslında bir arabamız olacağını düşündüğümüz ve ona göre plan yaptığımız, sonra kısmet değilmiş dediğimiz gün arıyorlar beni. Kredi oldu, pazartesi işlemleri yapabiliriz diyorlar. Hadi bakalım Ama bu sefer benim pazartesi devlet dairelerinde ve ofiste yığınla işim var, pazartesi veya salı diyorum, işyerinden izin alınca arayıp salı noterde görüşürüz diyorum. Anlaştık. Hadi bakalım tekrar planlar şunlar bunlar.

Salı günü kız arkadaşım da çalışmıyor, beraber gideceğiz almaya, sabah için sözleşiyoruz. Bankadan havale prosedürünü falan öğreniyorum, sabah buluşma için adamları arıyorum. Telefon açılmıyor. Çağrıyı görünce dönerler diyorum, geçiyorum. Saat akşam 8 oluyor arayan soran yok. Merak edip arıyorum cevap yok. Beni bağlamaz, biz sabah dokuzbuçukta gidicez oraya, öyle sözleştik cuma günü. Yarım saat sonra bir mesaj geliyor: ‘kredide sorun çıktı, şu anda satamıyoruz, kusura bakmayın.’…

Aramak da gelmiyor içimden, mesaj atıyorum ‘ ben hala talibim, uygun bir zamanda ararsanız konuşalım, bekleyip beklemeyeceğime karar vereyim’ diye. Kız arkadaşıma mesaj atıyorum, yarın sabah uçuştan gelince görecek-ki sabah arabayı alacağımızın heyecanıyla çalışıyor şu an bilmemkaçbin feet yükseklikte-; abim arıyor ne oldu alıyor musun yarın diye, yine yalan oldu diyorum; tesadüfen babam arıyor, yalan oldu diyorum; patrona haber veriyorum, yarın sabahtan ofiste olabilirim, araba yalan oldu diyorum… anlayacağınız, ben sürekli yalan olan adam oluyorum.

Colt arama sürecinde son durum bu arkadaşlar. Bu yazı da uzun oldu, devamı bir sonrakinde…

Şimdi canım sıkkın olduğu için ben bu kadar uzun yazdım, biraz da keyifsiz oldu yazdıklarım. Buraya kadar okuyanların vaktini aldım, kusura bakmayın. Ama başından sonuna paylaşmak istedim. İçinden özel kısımları çıkarırsanız ikinci el Colt almak isteyen birisi için özet bir kılavuz olabilir yazdıklarım. En azından arama kriterleri bizimkilere yakın olanlar için.

Tek derdim bu arabayı alamamak olsun İnşallah, Allah başka dert vermesin, farkındayım. Anamızdan arabayla doğmadık, Allah’a şükür lüks deyince ilk piknik tüpün lüks gömleği gelir aklımıza. Ama süreç de insanın canını sıkıyor ne kadar farkında olsan da. Hani sevdiceğin, anan, baban heveslenmiş olmasa sallar gidersin. Ama işte o koyuyor adama. Lastikler bile belliydi, toyo. az kalsın cumartesi günü anahtarlık alacaktık, siz ne diyorsunuz Demek ki neymiş, doğmamış çocuğa don biçilmezmiş, en azından bunu öğrendik.

Neyse, fazla melodram oldu, kusura bakmayın tekrar

Asıl sıkıntı ne biliyor musunuz? ‘satamıyoruz’ mesajı gelince dedim ki ulan araba mı yok bize! Ama sonra düşündüm, biz araba aramıyoruz ki artık, Colt arıyoruz

İster inanın ister inanmayın aynı fiyata aynı sınıftan hangi marka kaç model kaç kilometre olursa olsun almam. Ben geri kafalıyım arkadaş, zor ikna olurum. Oldum mu da tam olurum.

Ah canlar ah, Allah sizi de bizi de bildiği gibi yapsın


Adminlere not:
• aynı üyenin aynı başlığa alt alta birkaç gönderi girmesi hoş değil anladığım kadarıyla. Fakat ben okuma kolaylığı olsun diye böldüm, birleştirebilirim.
• Bunları ‘Colt AMT arıyorum’ başlığına yazmayı düşündüm, konu dağıldığı için ayrı başlık açtım, uygun bir konuya taşınsa yeridir.

oooffff ulan oooffff tam dram tam....

_________________
2005 COLT 1.5 İNSTYLE AMT YAKUT KIRMIZI brc kitli

Evvela; ateş düştüğü yeri yakar. Kabul. Fakat Nasip ve kısmet kardeştirler. Bir işin olması için ikisinin de gelmesi şarttır. Ötesi boşa uğraştır. Kararlılıkla inatçılık arasında ince ama keskin bir fark vardır. Bu işte dikkat şarttır. Hayırlısı olsun.

Yuhhh be kardeşim benim gibi okumayı sevmeyenleri hiçmi düşünmedin ama okudum hikaye benimkisine benziyo. Okulda hep okuduğumuz parçanın ana temasını sorarlardı hiç bilemezdim ama bu yazının ana teması bence

"Aklın yolu birdir. Araştırırsan kesinlikle Colta ulaşacaksın"

Bende önyargılıydım Barışın aradığı araçlara baktım hep ama padoktan geç çıkan colt son 100 de diğerlerini solladı ve yarışı boy farkıyla kazandı. Ödülü benim

Allah sizinde gönlünüze göre bir Colt nasip etsin arkadaşım..

Doğru diyorsun yuxu, bıraktım bahsettiğim aracın peşini ama Colt konusunda kararımız değişmedi. Bugün bu aracı almamızda bri hayır yokmuş demek dedik biz de. Kafaya takmanın alemi yok, artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Amman bea
böyle bir haber almak hiç iyi olmadı yazıyı okurkende içim karardı.
hele o pert kısmında resmen bende pert oldum Allah tan yanlış plakaymış.
Söyleyecek fazla birşey yok SAĞLIK OLSUN
şimdi herşeye yeniden başlıyoruz öylemi OFF OF.

http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-o ... 7057/detay

http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-o ... 7460/detay

_________________
fairway - mazda 323 hb - clio 1- cıvıc EG sedan otm. - colt MT - cıvıc EG hb otm. - clio 1.6 16v - toledo otm. - lancer sportback - clio 2 - colt amt

aynen, sil baştan.
abi hemen ezberden söyleyeyim, ilk ilandaki araç için daha önce 2008 model yazıyordu, fiyatı daha yüksekti. son zamanlarda ilan 2-3 kez güncellendi, fotoğraflar değişti. 2007 model arabanın fotoğrafında 1/1/2005 tarihinin yzmasının sebebinin fotoğraf makinesinin tarih ayarlarına bağlıyorum. Ama arayabilirim ilan ne kadar oynak da olsa.
ikinci ilanın açıklamasında da önceden kaputta işlem vardır yazıyordu, sonradan o yazı gitti, fiyat düştü. plakadan bakınca 2008 model aracın 2007 Kasım ayında hasarı çıkıyor. Trafiğe çıkışı biraz erken olmuş Yine de arayabilirim bunu da.

Ben bulduğum aracı beğenince bunlara burun kıvırmıştım. Şimdi sürtülmüş burnumla daha rahat bakabilirim. Haftasonu giderim belki bunlara.

ilk ilan nekadar oynak bilmem ama otomatik araçta hala manuel yazıyor bikez daha değişebilir
ikinci ilan çok iyi görünmüştü bana ama kaputta oynama varsa iyi incelenmesi lazım ben biraz önyargılıyım kaput oynanmış araçlara.

_________________
fairway - mazda 323 hb - clio 1- cıvıc EG sedan otm. - colt MT - cıvıc EG hb otm. - clio 1.6 16v - toledo otm. - lancer sportback - clio 2 - colt amt

Barış kuruttun bizi be kardeşim bu ne böyle yahuuuu.. Bunu okumak için piskopat olmak gerekir ruh sağlığımı öptün attın yiğidim Allah'a emanet ol inşallah aradığın colt'u bulursun birgün...

_________________
"Uzun kış gecelerine katık ettiğim hayallerim, gençlik heyecanıma sıkılan kurşunlarla öldü."

Sabrın sonu selamet , bekle elbet düşer kafana göre bir araç.ben colt aramazken satılık yazısıyla park etmişti dükyanın önüne bi aradık sahibi tanıdık şansa buluştum yani coltla bu arada banada bi galerici arkadaş talip oldu, çok istiyosun falan dedi.tam sayıyodum 6 hava yastığı vs vs dur dedi anladım ben tamam bilgisizliğime ver dedi.bakalım müşterisi çıkarsa arayacak beni

BARIŞ cıım Hayırlı Uğurlu Olsun.
Allah güle güle kullanmayı nasip etsin inşAllah.

"ÇOK KÖTÜYÜM YAA"

_________________
fairway - mazda 323 hb - clio 1- cıvıc EG sedan otm. - colt MT - cıvıc EG hb otm. - clio 1.6 16v - toledo otm. - lancer sportback - clio 2 - colt amt

çok hayınsın abi

HİKAYE MUTLU SONLA BİTMİŞ diye duydum..

.....ve fakir ama mağrur genç arabasına kavuşur..

hayırlı olsun

_________________
2007 LANCER Comfort/ Gri
"İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır." Hz.MEVLANA

Valla hiç ummadığımız anlarda Colt'a kavuştuk

Birgün önümde bir Colt gördüm. Arkasından takip ediyordum. O zaman dedim bir araştırayım şunu nedir ne değildir diye...
İlan sitelerine girdim ve tüm özelliklerini araştırdım. Özelliklerine göre fiyatının uygun olması beni cezbetmişti adeta. Sonra çevremdekilere söyledim Colt düşünüyorum diye. Herkes burun kıvırdı. O araç alınır mı, Parçası pahalı, ikinci eli yok, başka araba mı kalmadı vs. Bilirsiniz, Colt'u tanımayanların yaptığı sıradan laflar işte...
Babama dedim Colt almak istiyorum. Sıcak bakmadı pek. Maddi anlamda babam destek alabilirsem ancak Colt alabilirdim. O yüzden babamın olaya soğuk bakması beni Colt'tan istemeye istemeye vazgeçirdi.

Döndüm Corsa, Clio, Punto vb. 12000 TL civarına

İşyerinden bir bayan arkadaşım araç bakıyordu. Colt, Jazz, Era falan test sürüşü yapmıştı. Bana sordu ne alayım diye bende Colt al dedim. Hemde İzmir'de çok güzel kırmızı bir tane var dedim Gösterdim ilanı beğendi. Düşüneceğim dedi.

Aradan bir hafta geçti o bayan arkadaşım kendisine kırmızı bir Jazz aldı Hayırlısı olsun dedim.

O hafta sonu babam çağırdı beni yanına. Dedi araba arıyorsun ama hani nerede araba? Baba gel dedim hemen şu araca bak. Ben beğendim.(İşyerindeki bayan arkadaşıma önerdiğim aracı gösterdim ) Baktı ve Tamam dedi alınabilecek kadar iyi mi falan dedi. Bende tabi dedim. Sahibini aradım. Araca ait şasi plaka ve motor numaralarını aldım. Yıldızlar Oto'dan Engin Beyi aradım. Bilgileri verdim. Aracın bakımlı olduğunu alınabileceğini söyledi ve babama mutlu haberi verdim. Gittik gördük kaporasını verdik. Ve 2 gün sonra işlemleri hallettik aldık.

O yüzden canınızı pek sıkmayın. Her şeyde bir hayır vardır.
Ben gözümün kaldığı aracı arkadaşıma önerdim, nasılsa alamıyorum diyerekten... Sonuç olarak gene bana kaldı araç

_________________
2005 İnstyle AMT AllShift
Landirenzo Omegas Evo (22000 km)
8,5Lt/100km

İlk göz ağrım . Hemde siyah. Hemde performansı süper. Hemde yakışıklı.

Hadi bende yazayım hikayemi özendim falla

.....internet sitelerinde arıyordum Coltu. Hani tutulmuyoya.. pazarda yoktur hesabı.

Pazar günü ben+kayınpederim+ve arkadaşı Tayfun abi. Birkaç yeri aradık görmeye gidicez. Ama uzaktalar veya işleri çıktı bi şekilde boş zamanımız var. Tayfun abinin altında albea var 30 TL gaza 500 KM giden cinsten

Boşa gezmeyelim gelin şu Nursu pazarına bakalım dedik. Genel itibariyle bakıyoruz. zaten param 2005-2006 ya yetiyor. syntisizerin aracının aynından vardı. 2005 yeşil içi kırmızı ama km çoktu. O kadar ucuz arabayı öven albea al diyen Tayfun abi bile mitsuya mest olmuştu görür görmez. (bu olaydan 1 ay sonra sıfır Lancer aldı kendine )

Gezerken bizim delikanlıyı gördüm, pahalı geldi es geçtik. Yan sıradan geçerken bidaha yanına gittim. Pazarlık ettik inmedi
Üçüncü kez gittik yanına, tabi bu arada satıcı övdükçe övüyo arabasını abi şöyle kaçıyo böyle güçlü vs. dibim düşüyo ama para yok:( vaz geçtik. Çıktık çobançeşme pazarına gittik hiçbirşey yoktu. Yorulduk çay ocağında çay içiyoruz akşam üstü oldu bu arada. Kayınpederim üzerini tamamlayabileceğini söyledi bi şekilde borca girecektik (eksik rakam 1.600 TL). Arabakalım satmışmı dedi aradım "abi şimdi sattım anlaştık maalesef dedi". Üzüldüm tabi. Eve gittim akşam olmuştu tek başımaydım. Belki satmamıştır dedim aradım sattınmı diye açmadı telefonunu çağrı olarak kaldı aramam. Aradan 3 gün geçti. İş için izmite gitmiştim. Yolda telefon çaldı arayan satıcıydı. Kimsiniz diye aramış, telefonu kullanmadığı için yeni görmüş çağrımı. Benim olduğumu anlayınca kapattık telefonu. Yarım saat sonra tekrar aradı. Abi sattığım adam kredi işiyle uğraşıyo eğer çıkaramassa sana satayım dedi bir günde öyle geçti. Evet diğer alıcı krediyi çıkaramamıştı 4.gün benle irtibata geçti ve hayırlısı buymuş dedik bize nasip oldu:)

Nursu pazarına gitmeden bir gün önce Göztepede 2006 model inform bir araca pazarlık ettik 15750 ye anlaştık ve kapora bıkratım akşam olduğu için ertesi günü servise götürcez diye anlaştık. Adam akşam arayıp 15750 ye vazgeçtiğini 16000 istediğini söyledi. 250 artırdığı için değil sırf dürüst bir satıcı olmadığı için vazgeçtik araçtan. Birgün sonra 1500 TL fazlasına 2 yaş büyük hemde invite modeli denk geldi

İşte bizim hikayemizde budur arkadaşlar

Güzelmiş Mesut abi. Sonuç itibariyle hepimizin hikayesi bir birine yakın.

_________________
2005 İnstyle AMT AllShift
Landirenzo Omegas Evo (22000 km)
8,5Lt/100km

Colt arama macerası - son bölüm.

En son geçtiğimiz pazartesi akşamı satıcıdan gelen "aracı satamıyoruz şu anda" mesajından sonra canım sıkılıp bu başlığı açmış yazmış da yazmıştım. Ertesi sabah kız arkadaşımla konuştuk ve baktığımız Colt'u beklemekten vazgeçtik. Yeni ilan çıkar belki diye tekrar sahibinden' e bakmaya başladım işyerinde keyifsiz keyifsiz. hep aynı ilanlar..

Saat iki gibi telefon çaldı, tanımadığım bir numara. Açtım, satıcı arıyor(ben bir hışımla silmiştim telefonunu ) "Biz aracı bugün yarın satmak istiyoruz, krediyi hallettik acil satmamız lazım. Hala ilgileniyor musunuz?". Haydaa.. İçim gide gide "Hayır ilgilenmiyoruz, biz vazgeçtik" dedim, kapattık. 10 dakika sonra sahibinden'e baktım, ilan hortlamış. Canım sıkıldı yine, aradım kız arkadaşımı, dedim böyle böyle, "iyi yapmışsın" dedi. Vazgeçtik bir kere, yarına sözleşsek akşam yine satamıyoruz derlerse diye kısmet değilmiş dedik bıraktık peşini.

Saat 6 oldu, tam işe güce dalmışım, telefon. " Kesin vazgeçmediyseniz fiyatı da indirdik, çok acil satmamız lazım, yarın biz de araç alıcaz." Hasbinallahh.. Ben bir düşüneyim deyip kız arkadaşımla, abimle konuşuyorum, işyerinde arkadaşlara danışıyorum, kafam karışık. Sonunda arayıp "Sabah tekrar serviste baktırmak size de uyarsa buluşalım" diyorum, "Tabi." diyor, alınganlık yapmıyor, sözleşiyoruz.

Benim kafa çorba. Neyse, sabah giderim, yine vazgeçtik derlerse bir çay içer dönerim. Sinirler alındı artık, lop et oldum iyice.

Geldi çarşamba sabahı, kalktım işyerlerine gittim, börek ısmarladılar sağolsunlar, kahvaltı ettik. Beraber servise gittik tekrar, onlar da alacakları aracı Yıldızlar'ın yanında ekspertize sokacaklarmış. İki araç aynı anda ekspertiz, iki olumlu sonuç, bir noter, bir havale, tamam.

Sonunda iki hafta önce görüp beğendiğimiz, alıcı olduğumuz, anlaştığımız, alamadığımız, tekrar sözleşip tekrar alamadığımız, vazgeçtiğimiz, sonra tekrar niyetlenip anlaştığımız nazlı Colt'umuza kavuştuk. Maşukta naz aşıkta niyaz olur demişler, doğru demişler

Burada yazdıklarımı üşenmeden okuyan ve moral veren arkadaşlara teşekkür ederim. İnşallah artık böyle can sıkıcı şeyler yazmak zorunda kalmam. Artık Colt'umuzla beraber aranızdayız

yıkatınca koyacaktım fotoğrafı, dayanamadım koydum

Oleeeey

Dostum Allah kazasız belasız kullanmayı nasip etsin inşallah. Rengi de pek güzel.. Valla sizinki tam Türk filmi gibi olmuş (hangimizin ki değil ki?:D)

Hani kızı istersin vermezler, sonra kız varmaya razı olur bu kez sen trip yaparsın.. Böylece durum eşitlenip kalple değil mantıkla düşününce bu iki insan birbirine kavuşur.. Sizin ki de öyle olmuş..

İnanın benzer şeyleri ben de yaşadım.. Çok aradım.. Hacizli ve Pert Colt öyle çok denk geldi ki.. En son turizmpsikologu'nun yeşil Colt'unu almak istedim ama nasip olmadı.. Corsa aldım, kaza yaptım pert oldu, sonra resmini bile görmediğim bu Colt'u almaya gittim.. Yeşil colt karşımdaydı.. İlk kez içine o zaman bindim ve doğru karar verdiğimi anladım.. İlk bindiğimde içinin gözüme nasıl göründüğünü anlatamam.. Oysa ki ilk arabam Corsa'da ve daha önce kullandığım Golf FSI'da böyle hissetmemiştim.. İç görüntü resimlerdekinden çok daha sıcak ve kaliteli..

Haa bu arada bizimkisi ilk görüşte aşk değil kesinlikle.. Çünkü ben Colt'un ilanlarıyla ilk karşılaştığımda hiç ama hiç hoşuma gitmemişti.. Bu ne ya mitsubishi ne biçim yapmış dedim. Ama sonra farklı zamanlardaki okuduklarım ve tasshelhoff ve bacey ağırlıklı olmak üzere DH'de yazılanlar ile sevdim aracı..

4 yıl önce Yaris hastasıydım ancak şuan tipi çok itici geliyor.. Honda Jazz'a bayılırdım.. Colt alma arefesinde de hakkaten kelepir bir jazz fırsatı geçmişti elime.. 17500'e 61bin de 2005 model otomatik bir jazz bulmuştum.. Ama ön görünüş beni cezbedemedi.. Demek ki hepsi geçici hevesmiş..

_________________
Navi: Next YE-G 525 (Primo 1.2)
Yazlık:215/55/16 93V Goodyear Efficient Grip Performance
Kışlık: 205/55/16 94T Toyo Gsi-5
Eski Colt'çu..


Son imza güncelleme 12.11.2013